kendim için, kendimce...

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Erzincan'da uyanmak

.
Bu sabahtan itibaren 5 ay 5 gün boyunca yapacağım eylemin birincisini geride bıraktım Erzincan'da uyanarak. Dağlarla çevrilmiş bir şehir Erzincan,ortada durup sağına soluna baktığında dağları, şehrin ucunu bucağını görüyorsun. Serin bir yayla gibi Erzincan, sabah serinliği kazak giydirdi bana Ağustos ayında. Küçük, güzel bir yer.
sabah otobüsten inip sağıma soluma bakarken, kazağımı giyerken gördüm arkası bana dönük inzibatları, sabahın 6'sında Erzincan yabancısı asker traşlıları topluyorlardı, yani benim gibileri. Oysa yapacak bir iki işim, konuşacak anam babam sevgilim vardı. Hem daha sabahın körü, " arkamı dönüp yürüsem, bir yerlerden çıksam" derken Erzincan sokaklarında dolaştım sabahın 6'sında, bir börekçide 4 kupa çay içip 2 saat oturdum ve tüm haberleri baştan sona 4 kez izledim. şimdi bir internet cafede, Erzincan Fotokent'in sahibi Taner'i bekliyorum, ve sevgilimin uyanmasını...
Biraz burukluk var içimde, böyle mahrum kalmaktan yana, tuhaf bir hüzün, çok tuhaf,elma kurdu gibi dolaşıyor içimde, bir o yanı kemiriyor bir bu yanı...

"Yok öyle el gibi durma gül biraz, sana gülmeler yaraşır
yok öyle güz gibi soğuk olma, güz ayrılık taşır..."

Hiç yorum yok: